Montag, 28. Mai 2007

SANA GELDİM

SANA GELDİM SANA,SENDE YER YÜZÜDÜR GÖVDE BULAN, EY SULARIN SONZUZLUĞU, BAKIŞLARIM DEMİR ATSIN GÖZLERİNİN LİMANINA,FIRTINALAR YORGUNU YÜREĞİM SANA,BÜTÜN SABAHLARIM SESİNDE AĞARSIN,KEDER TIRMANMASIN YÜZÜME BİR DAHA, SARMAŞIK GİBİ,ÖPÜŞLERİN DAMLASIN ÇÖL DUDAKLARIMA,BİLİYORUM ,YÜREĞİN DURGUN SUDUR, DİNDİĞİM, KORKU KIYILARIMI SİLDİĞİM,SANA GELDİM ,SUSTUM,İKİ DAMLA ATEŞ DÜŞÜRDÜN GÖZLERİME,AL USLANDIR KORSAN BEDENİMİ,GECE KANAT ÇIRPSIN PARMAKLARINDA,BİRBİRİMİZDEN KAÇIRACAK YERİMİZ KALMASIN,BİRLEŞSİN YAĞMUR SOYLUK ELLERİMİZ ,BIRAK ÖPÜŞLERİM AĞZINI KAPATSIN, UZUN UZADIYA SUSARAK KALALIM BİRBİRİMİZDE,SABAHA SÖYLEYECEK SÖZ BIRAKMAYALIM,KÖPEKLER GİBİ HAVLAYAN ACILARIMIZ SUSSUN, SEVDA ÇÖZMESİN KENDİNİ BİZDEN,SULARCA GÜLÜŞELİM,YÜREĞİN ALI KOYSUN GİTMELERİMİ..SANA GELDİM


SENİ ÇOK SEVİYORUM

SAFİYEM

Samstag, 26. Mai 2007





HİÇ BİR DUYGUMU ERTELEMEDİM...



Hiçbir duygumu ertelemedim ben.yaşayacağım hiçbirşeyi sonraya bırakmadım.sonra diye bişeyin olmadığını biliyorum çünkü.hep yarına dair hayaller kurmak,gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona.oarada durup öylece bekleyemezsin geleceği.bir adım atmalısın,bir el uzatmalısın aşk’a doğru.aşkın anahtarı cesaret değil mi yar.cesur olmak gerekmezmi,bir sevdayı yaşatmak,büyütmek için?kaç gece yalnız geçti hesaplasana…kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti.neler yaşayabilirdik,neler yaşayabilirdik düşünsene…her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle.sevişmekten yorgun düşmüş bedenini öpücüklerle yeni güne hazırlayabilirdim.gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün.kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik.girmediğimiz sokak kalmazdı,bakışlara aldırmadan sana sarılıp öpebilirdim seni.paylaştığımız heran beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı.özlerdik birbirimizi delicesine.bir saati yalnız geçirsek bir sonraki saati iki saatlik yaşardık.peki biz ne yaptık?aşkı bir beklentinin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik.her an aşkı yaşamak varken,hergün birbirimizi yeniden keşfetme varken,bu yolda birer kaşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi.bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık.sana huzur vaat etmiyorum.aşkta huzur arayan yanılır.ben tutkunu,en koyu sevdaların sözcüsüyüm,onlar adına konuşuyorum.yarını olmayan zamanlarda erimek adına konuşuyorum.gözlerinin içine bakıp “SENİ SEVİYORUM” demek istiyorum.aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak,mutluluğu bulmak ve birdaha kaybetmemek istiyorum.
Seni sitiyorum ey yar,canıma bir can daha katmak için,ruhumun yalnızlığına yüreğimin acısına son vermek için,daha mavi bir deniz,daha mavi bir gökyüzü,daha mavi bir sevda için,yarın,öbürgün,öbür hafta,öbür ay değil,ŞİMDİ!!!


SENİ SEVİYORUM DİYEBİLMEK

Ne güzel şey, seni seviyorum diyebilmek, Kara, fırtınaya, yağmura, rest çekip de zamana, Seni, ölümüne sevdiğimi söyleyebilmek, Sevgimi kırlara, ağaçlara, uç uç böceklerine, günlerce, hatta haftalarca anlatabilmek, Her baharda, filizlenen tomurcuğa, tomurcuğa sevdalı kelebeğe, kuşa, böceğe, geceye ve gündüze, senin adınla seslenip, bir tek seni sevdim, ve bir tek seni seviyorum diyebilmek,
Çünküsü yok bunun,
Biliyorum,
bir nedeni de yok,
delicesine bir sevda bu,
Hele hele,
zamanı hiç yok bu emsalsiz aşkın,
Zaman üstüdür,
bu mevsimde dakikalar artık,
Her gece, .
utangaç bir gecenin koynunda,
fırtınalar koparken yüreğinde,
sevgilinin o öksüz hayali vurur pencerene,
ve her gece,
gecenin o çıldırtan yalnızlığında aşkın,
Aşkın çekilir,
kalbimin en kuytu köşelerine,
ve
an be an,
çığ gibi büyür hasretin yüreğimde,
Seni seviyorum,
diye haykırmak gelir içimden,
öylesine,
hem de delicesine, Sesini duymak, gün ağarıncaya dek, seninle konuşmak, hiç kapamadan gözlerimizi, doğan güneşle, sevinçle düşlerimizi paylaşmak, ve birlikte, hep aynı düşlere dalıp, hep aynı düşlerde uyanmak, açıp da pencereyi sonuna dek, seni, seni seviyorum, seni seviyorum diye, defalarca gökyüzüne haykırmak,
Artık seninle,
bir başka güzel bakmaktayım,
hayata ve insanlara,
Gözlerimin içi parlamakta
Bak gör halimi ey sevgili,
sığdıramıyorum artık ben bu yüreği,
bu ölümsüz aşka,
Katılasıya gülmek gelir içimden,
koşar adımlarla, yalın ayak sokaklarda yürümek,
Senin hatırına,
tanıdık,
tanımadık herkese selam verip,
bir merhaba demek,
ve
sizi de,
sevgilim kadar seviyorum diye,
gökyüzüne haykırabilmek, Yağmuru ve denizi, ve yağmur sonrasında gözlerimde, senden geriye kalan izleri, Gök mavisinde, ak güvercinleri, kıyıya vuran dalgalarda, martıları, dağ eteklerinde açan, gelincik çiçeklerini, basıp da bağrıma, sizi seviyorum, sizi seviyorum, sizi seviyorum diyebilmek,
Biliyor musun,
seni, her zamankinden,
daha da çok sevmekteyim artık,
ve senin sevdiğin herşeyi,
hatta,
acıyı ve hatta kederi,
buram buram ızdırap kokan şiirlerini,
Hülasa,
seni anlatan,
senden izler taşıyan herşeyi,
Toprağı,
kuşu,
böceği,
gelincik çiçeğini,
ve hatta,
o aptalca bulduğumuz,
o şımarık,
uç uç böceğini, Biliyor musun, nice mevsimler geldi geçti üzerimden, Nice hüsranlar, nice fırtınalar yaşandı bu gönülde, Ama yine de, hiçbir şey kaybetmedim, sana olan, o ölümsüz sevgimde, Artık, sen mevsimindeyim, Biliyorsun, asırlar öncesinde, senden gelmiştim, Yine bir sen mevsiminde bak, saçlarımda ak, gözlerimde nem, yine sana, (O'na, Gözlerime Yağan Yağmura)

BEKLENTİ

BEKLENTİ


Yokluğunun kahreden hüzün sessizliğini
Yetim bir çocuk gibi
Koynumda uyuttum her akşam
İçkili,cıgaralı sohbetlerde uykusuz kaldım
Ellerimi bırakıp dizlerimin üstüne
Kısık bir sesle ağladım
Kustum
Sustum
Ağzımda tuz yerine avuntu çivilerini taşıdım
Sana ve hayata dair var olan bütün umutlarımı
Geniş zamanın kipiyle çekimledim
Geçer dedim
Olur,gelir,gider,döner dedim
Oysa olmadı hiçbiri
Sonra,günler bir katil titrekliğiyle
Soktu kendini takvim yapraklarının arasına
Tılsımlı bir düşün eğik dalları kırdı zamanın aynasını
Kendimden ve senden habersiz yaşlandım
Ve bu cılız ömür
Bu ömür!
Zamanın soğuk kalburunda
Yıpranmış bir ceket gibi kaydı omuzlarımdan
Ömürsüz kaldım
Ya(ğ)malandım
Adını henüz koyamadığım bir beklentiyle bekledim
Dönmeyeceğini bile bile
“döner “ beklentisiyle…..

GİDECEKSİN

gideceksin... koca şehir bir bulut gibi çökecek soğuk bedenime. akla yatkın bütün cümleler tutarsız kalacak. her mantklı açıklama şehirler arsı bir otobüsün tekerlekleriyle beraber yollara yenik düşecek. bana seni anımsatacak tek şey yüzüm olacak, ona da ne zaman bakmaya çalışsam ağlamaklı bir eda takılacak ve boğazımda düğümle son bulacak.
şimdi yürüdüğün bütün yollar bir inancın anahtarıdır uğruna kan dökülecek. gittiğin bütün mekanları adım adım ezberlemek ibadettir, hangi vakit kaç rekat misali...
bakma böyle yüzümün sert göründüğüne, delikanlılıktan değil, ağlarım da gözyaşlarımı tutsun,, dökülmesin diye...
ey benim gömlümün en derin en narin ezgisi. seni sevmenin tadına vardı gönlüm ama doydu sanma... bu gül cemal bakılmaya doyulmazda iki gözüm yetmez...
iki dudağının arasında beni cennete götürecek kelimelerin var. sen var söyle yahut sakla, kapında her daim ayağının tozuna ağıtlar yakmaya bedenim fedadır sana...
sen yeterki gül...
beni sevme, benimle konuşma. biriyle konuşurken bana doğru senden bir ses gelsin yeter, cennet kapıları bana açıktır bilesin
sen yeterki gül...
her daim gönlümün kapıları sana bir söz arar. arar da bulamaz. düşmüş yollara garip gönlüm damla misali her yana sürüklenir. derim de yakışmaz hiçbir ayet sana, sana yetmez,
kalbimin damarları bir çalgının teli olsun eğer sana hoş bir name çalacaksa
sen yeterki gül...
sen bir gülün kusuna bir anlık hoş bile diyeceksen, ben bir damlayım sadece, o güle feda olmak ne hoştur...
sana bir ömür adamak ne ihsandır bu ne şeref

senin için ölmekte yaşamakta Yarabbi bu ne onurdur

bu neyin mükafatı senin gönlünde taht sahibi olmak

gönlümde yola verilecek bir özlemin acısı bile yoktur
damarlarımdan geçen her kan, aklımdaki her an, gönlümdeki her his seni sayıklar
başka bir şeye yer yoktur gayri
seni bekliyorum sevdiğim
gel,gel de gönlümü ferahlat
gel de denizin huzur bulsun…


seni çok seviyorum


sevdiğime, yüreğimdeki koca sevgiyle

BİR SES VER

BİR SES VER


Eğriliyor içimdeki düşlerimin iğnesi
Kabuğu dökülüyor hüzün taşlarımın
Kirli bir nehirde ağır aksak giden
Kırık bir çam ağacının dalı gibi
Geçiyor zaman
Sayfaları bir bir eksiliyor ömür takvimimin
Bir ses ver
SEVDİĞİM,SEVGİLİM,SAFİYEM
Savaş mağduru kimliksiz bir mülteci gibi
sığınayım sesine
tutunayım can havliyle
sesinin suyuyla yıkayayım
yüzümün kederini ve yokluğunun pasını
bir ses ver
dili olan bütün varlıkların
dillerini ağız bosluklarına bıraktığı bir vakit
bir ses ver
yada
kokusunu sesinin..



SAFİYEME

SENİ SEVİYORUM
SEVGİLİM
SEVDİĞİM…

BİR NEHİR Kİ ÖMRÜM

SONRA FARKETTİM Kİ,SU AKIYOR,RÜZGAR ESİYOR,YAĞMUR YAĞIYOR. HERŞEY YİNE VE AYNI ŞEKİLDE OLUYOR,ÖYLE BİR YERE GELDİM Kİ SICAK VE SOĞUK,AŞK VE NEFRET,SAVAŞ VE BARIŞ,ÜŞÜMEK VE SONRASI,GİTSEM AYRILIK OLUR KALSAM ÇÖL,GİDERSEM BENDE HASRET OLUR VE BELKİ BENİ SEVENLERDE ÖZLER ,AMA ANLADIM Kİ ÖZLEM LE HİÇ KİMSE ÖLMÜYOR.AMA BEN ,ÖLÜYORUM..NEFES ALIYORUM VE ÖNEMSİYORUM,GİTMEK İSTİYORUM,ANLADIM Kİ HASRET YENİ BİR AŞKA KADAR SÜRÜYOR,SEVDİKLERİM VE BENİ SEVENLER, BENİ BAĞIŞLAYIN ,SU AKIYOR VE BEN GİDİYORUM.